DETAYLI BİLGİ
CAMİNİN BANİSİ:
Haseki Emetullah Rabia Gülnuş Valide Sultan, 1647 yılında doğmuştur. Osmanlı döneminde Valide Sultan olup 2 ayrı padişahın annesidir. Sultan II. Mustafa ve Sultan III. Ahmet ve Sultan IV. Mehmet'ın eşiydi. Emetullah Rabia Gülnuş, 1647 yılında Girit'te doğdu. Babasının adı Retimo Verzizzi ve doğduğu zamanki ismi Eugenia Voria idi. 1695 yılında oğlu II. Mustafa'nın tahta çıkması üzerine Valide Sultan oldu. Devlet işlerine karışmadı ama Sultan II. Mustafa'nın tahtan indirilip yerine diğer oğlu Sultan III. Ahmet'in geçirilmesinde onayı alındı. Toplam 20 yıl Valide Sultan kaldıktan sonra 1715 yılında oğlu Sultan III. Ahmet'in saltanatı sırasında Edirne'de öldü. Ölümünden sonra Lale Devri başlamıştır. Vefatından önce, 1708'de yaptırdığı Üsküdar'daki Yeni Valide Camii'nin yanındaki üstü açık türbesine gömüldü.
MAİMARİ YAPISI:
Caminin mimari planı bir karedir. Kare plan üzerinde merkezi bir kubbe bulunur. Kubbe kasnağı yüksek tutulduğu için kubbe kasnağına pencereler konmuştur. Basık şekilli kubbe sekiz kemerle taşınır. Bu kemerlerin dört tanesi düz kemer diğeri ise dört yarım kubbedir. Ana mekanda yaratılmış sekiz paye üzerine bu kemerler oturur. İkişer şerefeli iki minaresi vardır. Yazıları Hezarfen Mehmet Efendi'nin eseridir. Cami avlusuna bu yollara açılan beş kapıdan girilir. Hakimiyet-i Milliye Caddesi'ne açılan kapı, çarşı tarafında bulunduğundan 'Çarşı Kapısı', eski Bit Pazarı kapısının karşısında bulunan ikinci kapı, 'Bat Pazarı Kapısı' veya 'Sebil yahut Hünkâr Kapısı' isimleriyle anılırdı. Üçüncü kapı, Arasta Çarşısı'na açıldığından 'Arasta veya Bedesten Kapısı', Balaban Caddesi tarafındaki dördüncü kapı, 'Balaban Kapısı, Cümle Kapısı, İmaret Kapısı veya Mektep Kapısı' adlarıyla bilinirdi. Beşinci kapı ise, 'Uncular Kapısı, Değirmen Kapısı, Mescit Kapısı, İmam Kapısı' isimleriyle meşhurdu. Bu yöndeki kapılar isimlerini, burada bulunan ve yakın zamana kadar duran bir değirmenin taşlarından, Geredeli Mescidi'nden ve İmam Nasır'ın yaptırmış olduğu bir çeşmeden almıştı. Külliye, cami, hünkâr mahfili, çeşme, sebil, türbe, muvakkithane, mektep, imaret, şadırvan, havuz, su deposu, çarşı, bedesten ve meşruta evlerinden oluşuyordu. Mabet oldukça büyük bir avlunun ortasındadır. Düz bir sahada ve sel yataklarının ortasında yaptırıldığı için su basmaz merdivenlerle çıkılmaktadır. İç avlu veya şadırvan avlusunun iki yanlarında ve bir de cümle kapısı tarafında olmak üzere üç kapısı vardır.
Şadırvan avlusunun her cephesinde alt üst altışar pencere olmak üzere 36 penceresi vardır. Bunlar klâsik demir parmaklıklı ve içten tahta kapaklıdır. Avlunun zemini mermer kaplıdır. Üç tarafı, 14 mermer sütunun taşıdığı 17 kubbeli bir revak ile çevrilmiştir. Orta yerde zarif bir şadırvan yer almıştır. Devrinin en güzel eserlerinden biri olan bu şadırvan tamamen mermerden sekiz yüzlü olarak yapılmıştır. Her yüzün köşelerinde mermer sütunlar vardır. Bu sütunların arasında pirinç şebekeler yerleştirilmiştir.
Avlu duvarının güneydoğu köşesine demir kafesli sebil, çeşme, türbe, muvakkithane bitişik olarak yerleştirilmiştir. Avlunun kuzey kapısı büyük tutulmuş, üstüne sıbyan mektebi yapılmıştır. Cami, avlunun ortasındadır. Ana mekânı örten büyük kubbe, yanlarda dört yarım kubbeyle desteklenmektedir. Beş bölümlü son cemaat yeri tonoz ve kubbe örtülüdür. Ahşap Hünkar Kasrı doğudadır. Sekiz köşeli mermer şadırvan, Hattat Taib Çelebi’nin yazıtıyla süslüdür. Sebil, türbeye bitişiktir, kubbesi kurşun kaplıdır. Sebilin sağındaki çeşme Lale Devri üslubundadır. İmaret duvarındaki çeşmeyse üç köşelidir; yüzler ince sütunlarla bezelidir. Emetullah Hatun Türbesi sütunlu, sivri kemerli bir yapıdır, sütun araları kafes örgü biçimindedir. İmaret, caminin kuzeyinde büyük bir yapıdır. Mermer oyma şebekeler konmuştur.